Talat Eyüp ENSARİ
OLİMPİYAT FİYASKOSU VE SOSYAL MEDYA TARTIŞMALARI
Sporcularımız, Paris'te düzenlenen yaz olimpiyatlarında maalesef ki istediğimiz neticeleri alamadı. Yaklaşık 86 milyona varan nüfusumuza ve geçmişe göre spor tesislerimizin kalitesinin artmasına rağmen 1 altın madalya dahi alınamıyorsa kat edeceğimiz çok aşama var demektir.
Her ne kadar genç nüfus oranlarımızda azalma görünse de hâlen hatrı sayılır sayıda vatandaşımız sporla iştigal etmektedir. Futbol haricinde diğer spor dallarına yoğun seyirci ilgisi olmaması, sportif başarısızlığımızın olimpiyatlarda göz önüne çıkmasına da neden olmaktadır. Geçmişe göre artan spor tesisleri, kalitesi yükselen alt yapıya rağmen kaynakların doğru değerlendirilmediği gün gibi ortaya çıkmıştır. Havalı tabancada gümüş madalya kazanan Yusuf Dikeç'in hafızalara kazınan pozu olmasa ülkemizin adı duyulmayacaktı. Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu yıl faaliyete başlayacağını duyurduğu spor ortaokulları umarız ki bir nebze fayda sağlayacaktır. Artık toplumumuz, herhangi bir iş kolundaki gereksiz yoğunluğu görmeli ve yeni nesli yeteneklerine göre doğru yönlendirmelidir. Spor veya meslek okulları da bu anlamda kalitesiyle toplumsal ihtiyaca yanıt vermelidir.
Muassır medeniyet seviyesine yükselme yolunda çaba harcayacaksak topyekun bir kalkınmadan söz edilmelidir. Askeri ve ekonomik alanlarda olduğu gibi sportif, dijital, kültürel ve ahlâki yönden de kalkınma sağlanmalıdır. Buradan hareketle geçtiğimiz günlerde sosyal medya platformu Instagram'a getirilen erişim yasağını da fırsat bilmek gerekmektedir.
Yabancı mahreçli uluslararası firmaların elinde bulunan sosyal medya platformları dünya genelinde milyonlarca kişiye hizmet vermektedir. Vatandaşlarımız Instagram gibi platformlardan mahrum kalırken şikâyetlenmektedir. Üzülerek belirtmeliyiz ki bu durum vahimdir. Sürekli sabit bir ekrana bakarak sosyal medyada iz sürenlerin bir süre sonra asosyalleşmesi gerçeği herkesçe malumdur. Asosyal bir canlının topluma faydası da olmayacaktır. Her ne kadar PKK terör örgütü hesaplarının propagandasına bugüne dek ses çıkarılmayıp, İsmail Haniye'nin şehadetiyle erişim yasağı getirilmiş olsa da gelinen aşama itibar açısından umut vericidir. En azından uluslararası şirketlere kendi hassasiyetlerimizi hatırlatmamız toplumsal ahlâk ve düzen kurallarının yaşatılması açısından önem arz etmektedir.
Türk şirketleri tarafından ahlâklı ve insani değerleri gözeten sosyal medya şirketlerinin kurulması ve globalleşmesi de artık ihtiyaçtır. Henüz kendi sosyal medya ağlarımızı oluşturup uluslararası bilinirlik seviyesine getiremesek de umut edelim ki yakın gelecekte bu olaylara da şahit oluruz.