Oktay ENSARİ
AJANS HABERCİLİĞİ DEYİNCE
Haberin milliyeti, dini, cinsi, cibilliyeti yoktur. Haber haberdir. Olaylar Türkiye’yi ilgilendiriyor artık. Şimdi bendeniz yerel basının içinden gelen bir kimseyim; bu işin eğitimini almış bir kişiyim; aynı zamanda da 50 yıllık bir uygulamacıyım. Arkadaşlar, Katıksız haberciliğin yapıldığı yerler haber ajanslarıdır desek çok iddialı mı olmuş oluruz?
Konumuz ajansçılık, ajansçılığın sorunları. Gazeteciliğin temeli habercilikse, haber ajansları sadece haber ve fotoğraf üretiyorsa, muhabir sadece haber ve fotoğraf peşinde koşan, bunun dışında hiçbir endişe taşımayan kişi ise haber ajansı katıksız gazetecilik yapan medya kuruluşlarıdır. İşin doğasından gelen, bazı mesleki endişeleriniz dışında hiçbir kaygınız yoktur, bu endişeleri giderdikten sonra özgürsünüz. Gazeteciliği sınırsız, sonuna kadar yapabileceğiniz haber ajanslarıdır. Gazetecilik haberciliktir, haberciliğin yapıldığı yerler de haber ajanslarıdır.
Diğer medya kuruluşlarının yayın politikaları vardır. Her gazete, her dergi, her televizyon kanalı, her radyo kendisine göre bir çizgi belirlemiştir, siyasal eğilimleri vardır, yayınlarında eğilimler vardır. Müzik yayınları, eğlence programları yaparlar, buna göre bir politikaları vardır. Hepsinin kendine göre bir kimliği vardır, bir de rengi vardır. Medya kuruluşları şu renktedir diyebilirsiniz. Eğlenceye ağırlık verene bu eğlence kanalı, habere ağırlık verene bu haber kanalı dersiniz. Radyolarda da bu böyle. Gazeteleri de siyasi eğilimlere göre bir kimliğe sokabilirsiniz. Ancak haber ajanslarının tek ürünü haberdir. Haber ve fotoğraftır. Haberin politikası, molitikası olmaz. Haberin de kendine göre politikası var ama bu anladığımız tarzda, medya kuruluşlarının tarzında bir politikası yoktur haber ajanslarının. Haber, gerçeği, daima gerçeği yansıtmaktır. Bunun politikası budur. Haberi alacaksınız, check edeceksiniz, check etmediğiniz her konu dedikodudur, haber değildir. Check etmezseniz yazık ki dedikoduyu haber yapmış olursunuz. Doğrulatamadığınız, yüzde 100 kaynağına inemediğiniz, kesinleştiremediğiniz bilgileri verirseniz, siz dedikoduyu yaymışsınız demektir. İlkeleri var. Her şeyin ilkeleri var. “Basın Hürdür Sansür Edilemez”. Tabii, ama onun da ilkeleri var. Onun da kendi meslek kaygıları, meslek ahlâkı, meslek etiği var. Bu etiğe dikkat etmek zorundasınız. Yani sizin değişmeyen bir politikanız vardır. Gerçekçi olmak ve mesleğinizin kurallarını yerine getirmek. Renginiz beyazdır arkadaşlar. Sütten çıkmış ak kaşık gibi beyaz. Çünkü haber veriyorsunuz, gerçeği veriyorsunuz. Sizde renk yoktur. Objektifsiniz, haberi çarpıtamazsınız. O aboneniz olan kuruluşun sorunu, neresinden bakarsa baksın siz gerçeği bütün boyutları ile vermek zorundasınız. Sübjektif değerlendirmelerden uzaksınız, yapamazsınız, bindiğiniz dalı kesersiniz. Şu haberi görmezlikten geleyim, şu haberin kaynağı bana yakın, böyle yaparsam ticari kaygım olur, şu işimi keser diye bir sorununuz yok, çünkü siz habercisiniz, ajansta haber ve fotoğraf üretiyorsunuz, hiçbir kaygınız yok. Özgürsünüz, sonuna kadar özgürsünüz.
Habere ulaşma: Birinci sorununuz budur. Ulaşamadığınız şeyi haber yapabilir misiniz masa başında? Ulaşmak zorundasınız. İşin doğası gereği bazı habere kolay ulaşamazsınız. Tarih boyunca böyle olmuş gelmiştir. günlerinizi harcarsınız, bunun detayına inebilmek için haftalarınızı harcarsınız da bir kelime yazamazsınız. Dürüst gazeteci iseniz doğrulatmadan, check etmeden yazamazsınız. Çok zor bir iştir. Bazı haberlere ulaşmak iğne ile kuyu kazmaktır. Siyasi, idari ve ekonomik otoritelerle karşılaşırsınız. Özellikle yerel basında. O çevrede sizi herkes tanır. Komşunun tavuğuna kışt dediniz diye başınız belaya girebilir. Bu dar çerçevede bu zorluklarla karşılaşırsınız. Engeller koyarlar ama gazeteci iseniz, belli bir formasyona ulaştıysanız bütün bu engelleri aşarsanız gazetecisiniz, habercisiniz. Aşarak ürettiğiniz şey haberdir. Diğeri sızlanma ve yakınmadır.
Haberi ulaştırmada güçlükler çekersiniz, fiziki engeller vardır, cihaz gereklidir. Haberi ulaştıramadığınız anda tüm emekleriniz boşa çıkar. Yayınlanacak yere haberi zamanında ulaştırmak zorundasınız. Gazetenin tanımlarından birisi de odur. Haber de öyledir. Haberi, balık gibi dipfrize koyup tutamazsınız, haber çabuk bayatlar, çabuk kullanılması tüketilmesi gereken bir üründür. Sudan ekmekten çok daha önce tüketilir. Onun için ulaştıramadığınız haberi albümünüze bile koyamazsınız, boşa gider. Ulaştırmak çok önemlidir. Ulaşım sorunu, zamanla yarıştasınız. O kadar yarıştasınız ki habere herkesten önce ulaşacaksınız, doğrulatacaksınız, fotoğraflayacaksınız ve merkeze ulaştıracaksınız. Ajansımızın çıkardığı blok notlarda vb. şeylerde kullandığı bir not vardır; hep kulağımda küpedir. “Kıyametin kopacağını önceden bildirirseniz kâhin olursunuz, gecikirseniz kıyamet başınızda kopar”.
Bir olayı, haberi atlarsanız, geç kalırsanız siz yanarsınız. Gecikmemek durumundasınız ama kâhin de olmayacaksınız; doğrulatarak vereceksiniz. Bu kadar hız içinde bir başka açmazınız var. Yanılma şansınız yok sizin, yanılmayacaksınız, mutlaka doğru haber vereceksiniz. Çünkü diğer medya kuruluşları hatalarını bir şekilde örtebilir. Onlar bir maçla, bir eğlence programı ile vb. hatalarını kapatırken sizin direkt ürününüz haberdir, hatayı kapatamazsınız.
Bütün bu hızın içinde bir hata yaparsanız çökersiniz, tahammülünüz yok. Onun için ajans muhabirliği, haberciliği gazeteciliğin temelidir. Büyük deneyim ister, büyük çaba ister, çok büyük dikkat ister.
Gazetecilik mesleğine başladığımda büyüklerimden duyduğum sıkça laf şuydu : “Gazeteci için gerekli olanlar: bol kâğıt bol kalem”. “Hocam bol kâğıdı anladık da bol kalemi ne yapacağız” derdim “Kalem yazarken biter”. Şimdi bunu günümüze uyarlarsak, cihazınız, teybiniz, kameranız. İşte bol kâğıt bol kalem, bol film demektir, akünüzün şarjının tam olması demektir. Temeli budur. Çok önemli bir mesele daha var. Alaylı, okullu tartışmasını Türkiye aştı. Mekteplide karar kıldı. Mektep illâki gazetecilik okulu değil, mutlaka bir fakülte mezunu, mutlaka kültürlü, mutlaka okuyan, mutlaka bilgili adam olmak zorundadır gazeteci. Aksi halde dolma tüfektir. Kendi dağarcığında bir şey yoksa, check edemezse haber kaynağı ne doldurursa onu atar. Onun için gazeteci bilgili olmak zorundadır. Örneğin bu kadar zamandır çalışıyoruz ama gelirken yine de not almak zorundayız; sınava girecek lise öğrencisi gibi gazeteci de her olayda, her haberde yeni bir sınava girer gibidir. Yanlış yapmamak zorundadır. Gideceği konuya uygun bilgilenmelidirr. Yurt ve ülke sorunlarını bilmelidir. Gazeteleri okumalıdır, televizyonları izlemelidir. Gazete okumayan, gelişmeleri bilmeyen, kendi gazetesinin manşetindeki haberden bihaber arkadaşlarımıza bunu anlatabilmek için akla karayı seçiyoruz, zaman kaybediyoruz. Hani gazetecilik sür’atti? Gazetecilik bir yaşam tarzıdır; işte burada kendisini gösteriyor. Mutlaka bileceksiniz. “Gazeteci 24 saat görev başındadır” sözü de budur. Silah kuşanır gibi 24 saat fotoğraf makinanız elinizde değil ama her şeyden haberdar olacaksınız, bilgili olacaksınız.
Ajans haberciliğinde yerel olarak dikkat edilmesi gereken birkaç hususa değinmek istiyorum. Öncelikle haberin unsurları tamam olmalıdır. Çok eskiden beri ifade edilen şekli ile 5NK kuralı tam olmalıdır: ne, nerede, ne zaman, ne için, kim. Bunlar geçmişte olduğu gibi bugün de çok önemlidir. Bugün artıları var, çok artıları var ama eksiği olamaz bunların, yoksa haber eksik olur. Diliniz çok anlaşılır olmalıdır. Üniversitedeki profesör kadar dağdaki çobanın da anlayacağı bir dil kullanmalısınız. İkisi de haberi anlayabilmelidir. Kesinlikle yorum yapmak durumunda değilsiniz; o hakkınız yok. Haber çıplaktır. Kim nasıl giydirirse giydirsin.
Bilenlere hatırlatır, bilmeyenlere, hele hele çok bilmiş, gazeteci gibi görünen ama tramplen gibi sıçrama noktası olarak görenlere, başka meslekten olupta hava atmak, yemekli toplantılara katılmak, konserlere maçlara beleş girmek için kendini bizden, yani gazeteci sanıp görenlere, mesleği kötüye kullanıp rant peşinde koşanlara anlatacak tek kelimemiz yok. Onlar zaten gazeteciliği bizden daha iyi biliyor, bizden daha iyi yapıyorlar. Bu türden olanlar içimizdeki sahte okeyler. Bu anlattıklarım gazetecilik mesleğini benimseyen, bu yola baş koymuş gençler için.