Talat Eyüp ENSARİ
ZULMETTİLER, ZULÜM BULSUNLAR!
Ekim ayı başından beri siyaset kurumunun PKK terör örgütünü ve ona sarf edilen enerjiyi bitirme odaklı çalışmaları Türkiye'nin ana gündemini oluşturmaktadır.
Tabi bu sırada fitneye yer olmayan ve soruların çalınamadığı bir dünyanın sınavına hazırlanan FETÖ elebaşının ölümü ve TUSAŞ'a düzenlenen terör saldırısı da bu gündeme eklendi.
Öncelikle şunu söylemeliyim ki bu satırların sahibi Cenab-ı Allah'ın bahşettiği feraset sayesinde kandırılanlardan olmadığı için, FETÖ ve türevi örgütler hakkındaki yazılarını lütfen af talep edenlerin yazıları ile karşılaştırmayınız.
Dünyevi ve uhrevi hiçbir hakkımı helal etmeyeceğim Fetullah Gülen 1999 yılında irin saçtığı Anadolu topraklarından ABD'ye kaçmıştır. Sonradan anlaşılmıştır ki PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ı teslim eden akıl, FETÖ elebaşını kendi kucağına çekmiştir. Böylelikle yeni ihanetlere imza atılmıştır.
Fetullah'a siyaset için, para için, işe girmek için, sınav kazanmak için, torpil için, şahsi ihtirasları için yanaşan her kim varsa hepsini kötü biliriz. Dolayısıyla da Fetullah'ı da kötü biliriz. Hepsi zulmettiler, zulüm bulsunlar.
XXXXXXXXXX XXXXXXXXXX XXXXXXXXXX
Bir anda ortaya konmayan ve üzerinde evvelce hazırlanıldığı belli olan PKK'yı bitirme projesi ise MHP Lideri Devlet Bahçeli tarafından her hafta bölüm bölüm açıklanmaktadır. Geçen hafta 'DEM'i Türkiye Partisi' olmaya davet eden MHP Lideri Devlet Bahçeli bu hafta da sorunun çözümü için terörist elebaşı Öcalan'ın çağrı yapması gerektiğini ifade etti.
Siyasiler mekânı, mütefekkirler ise zamanı fetheder. MHP Lideri Devlet Bahçeli'de bir siyasetçiden çok Türk Devleti ve milleti için kafa yoran bir mütefekkir olarak görülmelidir. Niyet halistir. 1984'te silahlı eylemine başlayan PKK terör örgütünü bitirmek için yola çıkılmıştır. Usul ve yol haritası elbette tartışılacaktır. Yapılacak hatalar eleştirilecek, doğrular takdir edilecektir. Şu bir gerçektir ki tarih bunu yazacaktır. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de ifade ettiği gibi "Kim bilir belki de milletimizin ayak bağlarını kalıcı olarak çözmenin ilk adımıdır"
Tüm bu süreç içerisinde PKK tarafından yaptığı düşünülen (Suriye kolu YPG değil) TUSAŞ saldırısı bir çok ihtimali barındırmaktadır. Bu saldırının Bahçeli'nin açıklamaları sonrası olmadığı bellidir. Zira hainler vardiya saati, kapı güvenliği zafiyetini daha önceden irdelemiş görünmektedir.
Saldırı planlaması önceden yapılmış gibi görüldüğü için hainlerin bu planlarını, çözüm görüşmelerine rağmen devreye almaları zihinleri bulandırmaktadır. Suriye uzantısının yapmadığını düşündüğüm bu saldırıyla, zamanlama açısından MHP Lideri Bahçeli'nin açıklamalarının yanlış olduğu algısı oluşturulmak istenmiş olabilir. Bununla birlikte bu saldırı sonrası oluşturulacak bıkkınlık ile çözüme daha çok zemin hazırlanması da hedeflenmiş olabilir.
Saldırının başkentte ve PKK'nın çok çektiği savunma sanayine yönelik olması da bir başka mesajdır. Düşünen zihinler için gelecek günler daha karmaşık olaylara gebe görünmektedir.
Bu vesileyle TUSAŞ şehitlerimizi rahmetle anıyor, acılı yakınlarına baş sağlığı diliyorum.