Talat Eyüp ENSARİ

SURİYE'DE KUTLAMA İÇİN ERKEN

Kasım ayı sonuna doğru Suriye'de HTŞ'nin (Heyet-i Tahrir el Şam) başını çektiği muhalif grupların başlattığı harekât 12 günde Esad rejiminin devrilmesiyle şimdilik son buldu. Şimdilik diyoruz zira, bundan sonra tek parçalı üniter bir yapı mı, yoksa parçalı bir Suriye mi bizleri bekliyor bunu kestirebilmek güç.

Irak'ın işgalinin ardından bu ülkenin parçalı bir yapı oluşturması örneği orta yerde durmaktadır. Bununla birlikte 'Arap Baharı'nın başladığı 2011 yılından itibaren bu baharın(!) uğradığı ülkelerdeki kaos halen hüküm sürmektedir. Dolayısıyla Suriye'de HTŞ'yi oluşturan 13 güç odağı, Türkiye'nin desteklediği Özgür Suriye Ordusu, aşiretler ve terör örgütü PKK/YPG ile bu yapıların fikri farklılıkları düşünülürse kısa vadede sonuç beklemek saflık olacaktır.

Tüm insanlık adına sevindirici olan Beşşar Esad gibi bir zalimin daha tarihin karanlık dehlizlerindeki yerini almasıdır. Türkiye ve Türkmen soydaşlarımızın özelinde sevindirici olan bir diğer husus ise PKK/YPG işgalindeki bölgelerin ÖSO vasıtasıyla kurtulmasıdır. Hem Türkiye sınırının bir nebze daha temizlenmesi hem de Türkmen nüfusun baskın olabilmesi adına bu gelişme önemlidir. En başından beri Türkiye'nin selameti açısından beklentimiz sınır boyunca oluşacak bir tampon bölgedir. Bu tampon bölge ya Türk Silahlı Kuvvetleri ya da Türkmen destekli Özgür Suriye Ordusu aracılığıyla sağlanmalıdır. Aksi takdirde Esad rejiminin düşüşü Türkiye açısından fazlaca yarar sağlamayacaktır.

Ayrıca şu ana kadar dünyevi hiçbir gücün durduramadığı İsrail'in Suriye içerisindeki ilerleyişi pervasızca sürmektedir. Bu konu devlet erkanımızın daha önce dile getirdikleri gibi dikkat edilmesi gereken bir diğer husustur. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Lideri Devlet Bahçeli ve bakanlar tarafından dikkat çekilen bu gelişmeye ilaveten MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir'de İsrail hususunda 'acilen angajman kurallarının belirlenmesi' çağrısını yapmıştır. BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) işlemektedir, İsrail'in bu gidişatla bir süre sonra Türkiye ile sınır komşusu olması işten bile değildir. Sezilen bu tehlikeye karşı bir an evvel gerekli tedbirler alınmalıdır.

Öte yandan şehrimizde dolayısıyla da ülkemizde bulunan Suriyeli mültecilerin hemen ülkelerine döndüklerine veya döneceklerine dair bir hava estirilmektedir. İmar ve ekonomik açıdan viran bir ülkeye kimse geri dönmek için acele etmeyecektir. Muhakkak ki geri dönüşlerin sayısı artmıştır fakat Suriye'de sular tam anlamıyla durulmadıkça mülteci sayısında çok fazla azalma yaşanacağı pek mantıklı gelmemektedir. Temenni ederiz ki en uzun kara sınırı komşumuz olan Suriye'de sular bir an evvel durulur ve mülteciler sağlıklı bir şekilde ait oldukları topraklara dönerler.

NOT: Isparta'da yaşanan helikopter kazası sonucu şehit olan başta hemşerimiz Tuğgeneral İsa Baydilli olmak üzere şehitlerimize rahmet diliyorum.

Diğer Makaleler