Talat Eyüp ENSARİ

İSLAM'IN BUGÜNKÜ MESELELERİ

Merhum Prof. Dr. Erol Güngör 90'lı yıllara doğru yazdığı 'İslam'ın Bugünkü Meseleleri' adlı eserinde o güne kadarki izlenimlerini paylaşmıştı.

Güngör eserinde, İslam tarihi boyunca devlet ve toplum uygulamalarını inceleyip, İslam'ın en kudretli devleti olan Osmanlı Devleti dönemini de irdelemiştir.

Bilindiği üzere İslam kavmiyetçiliğe müsaade etmez. Bu kaideye rağmen, Prof. Güngör'ün çalışmasında  4 halifenin hemen ardından gelen Emeviler döneminde bile azatlıların Araplarla kıydıkları nikahın dahi geçersiz olduğunu görmekteyiz. İslam'ın henüz en etkin dönemlerinde bile yaşanan bu uygulama, bugün Filistin'de yaşanan soykırıma karşı yaşanan sessizlikle değişik bir boyut kazanmış durumda. Daha önceleri başka milletten insanlara karşı uygulanan ayrımcılık bugün artık kendi milliyetleri olan Filistin Araplarına karşı da uygulanmaktadır.

Daha önce Doğu Türkistan'da, Myanmar'da Müslümanlara yönelik şiddet olaylarına tek başına karşı durmaya çalışan Türkiye, aradan geçen yüzyıllar sonra tekrar İslam'ın gür sesi olarak dünya coğrafyasında belirmiştir. Türkiye haricinde hiçbir devletin itirazını yüksek sesle dile getirmediği Filistin soykırımı olanca hızıyla sürerken, sadece geçtiğimiz günlerde Yemen'in ve Mısır'ın cılız sesi duyulmuştur. İran'ın abartılı bir animasyonu andıran geçtiğimiz günlerdeki saldırıları da miadını tamamlayıp sona erdi.

Gözler önünde bebekler, çocuklar, kadınlar, yaşlılar soykırıma tabi tutulurken, dünya kör, sağır ve dilsizdir. İşgalci İsrail'in sözde nizami olan ama aslında iblis ruhlu askerleri ise uyguladıkları soykırımı sosyal medyada gülerek, eğlenerek paylaşmaktadır. Modern dünya buna da sessizdir. İslam Alemi kör ve sağırdır. Avrupa'daki ve Amerika'daki üniversitelerdeki sivil başkaldırı İslam Alemi'ne ders niteliğindedir. Aynı dini görüşe mensup olmayan binlerce vicdan sahibi insan, mazlumun yanında saf tutmak için akademilerinde Siyonizme kafa tutmaktadır.

İslam Alemi ise sermaye ellerinde, siyasi güç ellerinde istediği gibi at koşturan katil ve işgalci İsrail için, yalnızca Yüce Yaradan'ın 'kahhar' sıfatının tecellisini beklemektedir. Ne siyasi ne de ekonomik bir yaptırımı akıllarından dahi geçirmemektedir. Dünyevi hayatın nimetlerinin gözlerini kör ettiği cümle müslümanlar yere düşen alemin kaldırılmasını beklemektedir.

Sözlerimizi merhum Ömer Lütfi Mete'nin dörtlüğüyle tamamlayalım;

"Mazlumun sancağı yerde

Mazlumun ahı var

Nerdesin alemdar

Nerdesin alemdar”

Diğer Makaleler