Talat Eyüp ENSARİ

ANAYASA MAHKEMESİ'NİN DEM'LE İMTİHANI

Anayasa Mahkemesi'nin terör örgütü PKK'nın siyasi ayağı olan siyasi partilerle olan kararsız durumu hâlen sürerken, bu vaziyetten yüz bulan terör yandaşları da pervasız adımlarını sürdürüyor.

Eski adı HDP olan ve her soruşturmayla kendine yeni bir kimlik bulan terör örgütünün siyasi temsilcileri hakkında Anayasa Mahkemesi'nin hantal işleyişi tüm dikkatleri bu yöne çevirmektedir.

Terörist cenazelerine katılan, sözde parti temsilciliklerinde terörist başının fotoğrafları olan, bölücülüğü aleni şekilde azmettiren bu parti günden güne yüz bulmaktadır. Anayasa Mahkemesi diğer konuları bir an önce karara bağlarken, HDP-DEM konusunda bir türlü adım atmamaktadır. Bu sessizlik DEM'li belediyelerde yaya geçitlerine Kürtçe uyarılara ve düğünlerde bölücü başı lehine sloganlara kadar gitmektedir. Kolluk kuvvetleri bu hainlere gerekli cevabı verse de yargı tarafından desteklenmeyen terörle mücadele yarım kalmaktadır.

Dil, bir milleti bir arada tutan değerler bütününden bir parçadır. Aynı dilin konuşulmadığı topraklarda birlik ve beraberlikten söz edilemeyecektir. Kendi dilinde yaşamak isteyen her vatandaş kendi yaşamında bu isteğini gerçekleştirebilir. Buna kimse de karşı çıkmayacaktır. Fakat ortak yaşam alanlarında bu devletin tek resmi dilinin Türkçe olduğunu kimse unutmamalıdır. Unutanlar da devletin sert yüzüyle muhakkak karşılaşmalıdır. Bu bölücü taleplerin yerine getirilmemesini antidemokratik uygulama olarak dillendirenlere de dünyanın diğer üniter demokratik devletlerinde böyle bir uygulama yapılıyor mu diye de sormak gerekir. Şayet bölücülüğün adını demokratlık koyacaksanız olmaz olsun böyle demokratlık.

Kendi mutlu günlerini terör propagandası yapılan etkinliklere çevirenler de sürekli eleştirdiğim sosyal medya sayesinde bir bir avlanmaktadır. Anayasa Mahkemesi sadece parti kapatmayla kalmamalı, aynı zamanda terör destekçisi bireyleri de cezalandırmalıdır. Böylelikle ibret vesikası olarak kimse bir daha bu tarz ihanetlere imza atamaz hâle gelecektir. Can yakanın, canı da yanmalıdır. Hatta terör örgütüne katılanların ailelerine dahi emeklilik, sigorta gibi işlemlerinde yaptırımlar uygulanmalı ve bu sorun kökünden çözülmelidir. 

Diğer Makaleler