Ersoy, TBMM'de mali müşavirler ve Kayserili çiftçilerin sorunlarını dile getirdi

MHP Kayseri Milletvekili ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Baki Ersoy, Meclis'te yaptığı konuşmada; mali müşavirler ile Kayserili çiftçilerin sorunlarını dile getirdi.

Ersoy'un konuşmasının tamamı şöyle;

"2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi kapsamında, Hazine ve Maliye Bakanlığımızın ilgili kuruluşlarından Gelir İdaresi Başkanlığı, Türkiye İstatistik Kurumu, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Sermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile Kamu İhale Kurumu’nun bütçeleri üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Yüce Heyetinizi ve ekran başında bizleri izleyen yüce Türk milletinin tüm fertlerini saygıyla selamlıyorum.

Konuşmamda, Hazine ve Maliye Bakanlığımızın ilgili kuruluşlarının bütçelerinden bahsedeceğim,

Gelir İdaresi Başkanlığı

Gelir İdaresi Başkanlığı, devletimizin mali kaynaklarını etkin bir şekilde yönetmek, kamu hizmetlerinin finansmanına katkı sağlamak ve vergi sistemini adil bir zeminde işletebilmek adına kritik bir görevi yerine getirmektedir. 2023 yılı bütçesiyle kurumun, personel ve sosyal güvenlik giderlerine 14,1 milyar TL, mal ve hizmet alımlarına 3 milyar TL, cari transferlere 78,3 milyon TL ve sermaye giderlerine 1,7 milyar TL kaynak ayırdığını görüyoruz. Bu harcamalar, vergi tahsilatının hızlandırılması, mükellef hizmetlerinin iyileştirilmesi, dijitalleşme süreçlerinin desteklenmesi ve kayıt dışı ekonominin önlenmesi gibi önemli hedeflere yönelik yapılmıştır.

2025 yılı için tahsis edilen 47,5 milyar TL’lik bütçe, Gelir İdaresi Başkanlığının daha fazla dijitalleşme odaklı projelere yönelmesini sağlayacaktır. Özellikle e-devlet hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve e-tahsilat gibi sistemlerin geliştirilmesiyle vatandaşlarımızın işlemlerini daha hızlı ve kolay yapabilmesi sağlanacaktır.

Gelir İdaresi Başkanlığının etkinliği, yalnızca tahsil edilen vergilerle değil, aynı zamanda vatandaşlarımızın vergiye olan güveniyle de ölçülmelidir. Vergi adaleti sağlandığında, toplumun her kesiminde devlete olan güven duygusu artacaktır. Bu nedenle, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın dijitalleşme süreçleri kadar, mükellef memnuniyetine odaklanması da son derece önemlidir.

Türkiye İstatistik Kurumu,

TÜİK, Ülkemizin ekonomik, sosyal ve demografik verilerinin güvenilir, tarafsız ve uluslararası standartlarda üretilmesinde kilit bir role sahiptir. 2023 yılında TÜİK’in 1,6 milyar TL bütçe kullanımıyla gerçekleştirdiği çalışmalar, ülkemizin bilgi altyapısının güçlendirilmesine büyük katkı sağlamıştır. TÜİK, ekonomik göstergelerden nüfus verilerine, tarım üretiminden iş gücü piyasasına kadar her alanda önemli bilgiler sağlamaktadır. Bu bilgiler hem devletin politika geliştirme süreçlerinde hem de özel sektörün yatırım kararlarında kritik bir öneme sahiptir.

Kurumun 2025 yılı bütçe teklifi, 5,1 milyar TL’ye çıkarılmıştır. Bu artış, TÜİK’in veri toplama süreçlerini modernize etmesine ve uluslararası standartlara uygun daha kapsamlı analizler yapmasına olanak tanıyacaktır. Özellikle teknolojik altyapının güçlendirilmesiyle TÜİK, daha hızlı ve doğru veri sunabilen bir kurum haline gelecektir. Doğru veri, doğru kararların temelidir; bu nedenle TÜİK’in bütçesi, aynı zamanda ülkemizin geleceğine yapılan bir yatırımdır.

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Kamu varlıklarının etkin kullanımını sağlamak ve ekonomiye kazandırmak amacıyla önemli bir misyon üstlenmektedir. 2023 yılında Özelleştirme İdaresi Başkanlığına tahsis edilen 157,6 milyon TL’lik bütçe, idarenin görevlerini başarıyla yerine getirmesini sağlamıştır. 2025 yılı için önerilen 362 milyon TL’lik bütçe, bu misyonun daha güçlü bir şekilde sürdürülmesine imkân tanıyacaktır.

Özelleştirme süreçlerinde şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri temel alınmalıdır. Bu süreçler, yalnızca ekonomik bir dönüşüm aracı değil, aynı zamanda kamu kaynaklarının etkin kullanımını sağlama hedefinin bir yansımasıdır. Özellikle yerel ve uluslararası yatırımcıların ilgisinin artırılması, ülkemizin ekonomisine hız kazandıracaktır.

Sermaye Piyasası Kurulu

Sermaye Piyasası Kurulu, Finansal piyasalarda düzenleyici ve denetleyici bir rol üstlenerek yatırımcıların güvenliğini sağlamaktadır. 2025 yılı bütçesiyle, SPK’nın yeni finansal ürünlerin geliştirilmesi, yatırımcı tabanının genişletilmesi ve sermaye piyasalarının derinleştirilmesi gibi hedeflere ulaşması planlanmaktadır. Bu kapsamda, SPK’ya sağlanan bütçe, ülkemizin finansal sisteminin uluslararası alanda daha rekabetçi hale gelmesini sağlayacaktır.

Finansal istikrar, ekonomimizin sürdürülebilirliği açısından kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, sermaye piyasalarının denetiminde daha etkili mekanizmalar geliştirilmesi ve yatırımcı haklarının korunması bir zorunluluktur.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, finansal sistemimizin omurgasını oluşturan bankacılık sektörünün güvenilirliği ve istikrarı açısından kritik bir görev üstlenmektedir. 2025 yılı bütçesinde BDDK’ya tahsis edilen kaynaklar, finansal sistemin risklere karşı dirençli hale getirilmesini, bankacılık sektöründe şeffaflığın artırılmasını ve Türk Lirası’nın itibarının korunmasını hedeflemektedir.

BDDK’nın aldığı kararlar, sadece bankacılık sektörüyle sınırlı kalmayıp, tüm ekonomik yapıyı etkileyen sonuçlar doğurmaktadır. Bu nedenle, BDDK’nın bütçesi ve faaliyetleri, ekonomik istikrar ve büyüme açısından büyük önem taşımaktadır.

Kamu İhale Kurumu

Kamu İhale Kurumu, kamu kaynaklarının etkin, şeffaf ve hesap verebilir bir şekilde kullanılmasını sağlamak amacıyla düzenleme ve denetleme faaliyetlerini sürdürmektedir. 2025 yılı bütçesi, kurumun dijitalleşme çalışmaları ve kamu ihalelerinde şeffaflığın artırılmasına yönelik projelerine ayrılmıştır. Kamu kaynaklarının verimli kullanımı, vatandaşlarımızın refahını doğrudan etkileyen bir unsurdur ve bu nedenle kamu ihale kurumunun çalışmalarını destekliyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri,

Konuşmamın devamında, bazı sektörlerin ve meslek gruplarının taleplerine ve karşılaştıkları zorluklara değinmek istiyorum.

İlk olarak, konuşmama konu Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın öncü ve fedakâr meslek gruplarından bir tanesi olan mali müşavirlerimizin sorunları ve taleplerinden bahsedeceğim.

Bunlar;

1. Yeşil Pasaport Hakkı

Mali müşavirlerimizin uluslararası faaliyetlerinde yaşadığı en önemli sorunlardan biri vize işlemleridir. Yeşil pasaport hakkının verilmesi, meslek mensuplarımızın işlerini kolaylaştıracak, hizmet ihracatını artıracak ve ülkemize döviz kazandıracaktır.

2. Beyanname Sürelerinin Esnetilmesi

Mali müşavirlerin iş yükünün en yoğun olduğu dönemlerden biri, beyanname düzenleme süreçleridir. Özellikle ay sonlarında KDV ve Muhtasar beyanname ve SGK bildirgelerinin aynı anda hazırlanması, meslek mensuplarını zor durumda bırakmaktadır.

Beyanname düzenleme sürelerinin esnetilmesi ve beyanname teslim tarihlerinin yeniden düzenlenmesi, meslek mensuplarının iş yükünü azaltacaktır.

3. Tahsil Edilemeyen KDV Sorunu

Mali müşavirlerin bir diğer önemli sorunu, tahsil edemedikleri alacakları üzerinden KDV ödemek zorunda kalmalarıdır. Bu durum, meslek mensuplarını ciddi mali sıkıntılara sokmaktadır.

Tahsil edilemeyen alacaklar üzerinden KDV hesaplanmaması veya KDV’nin tahsil esasına bağlanması, meslek mensuplarının üzerindeki bu yükü ortadan kaldıracaktır.

4. Mali Tatil Düzenlemeleri

 

Mali tatil, meslek mensuplarına iş yükünden bir nebze olsun uzaklaşma fırsatı tanıması açısından önemlidir. Ancak mevcut uygulamalarda mali tatil, gerçek bir tatil niteliği taşımamaktadır.

Mali tatilin temmuz ayında sona ermesi ve hemen ardından beyanname düzenleme süreçlerinin başlaması, meslek mensuplarının tatil yapmasını neredeyse imkânsız hale getirmektedir.

Haziran ve temmuz ayı beyannamelerinin birleştirilerek ağustos ayında verilmesi sağlanabilir. Böylece mali müşavirler gerçek bir tatil yapma fırsatına kavuşabilir.

5. Mevzuatın Sadeleştirilmesi

Vergi mevzuatındaki karmaşıklık, mali müşavirlerin en sık dile getirdiği sorunlardan biridir. Aynı konuda farklı vergi daireleri tarafından farklı uygulamaların yapılması, meslek mensuplarını ve mükellefleri zor durumda bırakabilmektedir. Vergi mevzuatının sadeleştirilmesi, uygulamalarda birlik sağlanması ve mevzuatın herkes tarafından anlaşılabilir bir dille düzenlenmesi hem vatandaşlarımız hem de memurlarımız açısından faydalı olacaktır.

6. Meslek Mensuplarının Çalışma Koşullarının İyileştirilmesi

Özellikle de mesleğe yeni başlayan mali müşavirlerimiz gelir vergisi ve sosyal güvenlik ödemelerinde zaman zaman güçlük çekebilmektedirler. Gençlerin bu mesleğe olan ilgisinin azalmaması için bazı düzenlemeler yapılması faydalı olacaktır. Bu çerçevede;

        •       Yeni başlayan meslek mensuplarına ilk 5 yıl boyunca gelir vergisi oranlarında indirim uygulanması,

        •       Sosyal güvenlik teşviklerinin artırılması,

        •       Meslek mensuplarına, KOSGEB desteklerinden yararlanma fırsatları tanınması önemli bir iyileştirme sağlayacaktır.

 

7. Arabuluculuk Görevlerinin Mali Müşavirlere Verilmesi

Mali Müşavirler, işçi-işveren davalarındaki mali boyutlara hâkim olmalarına rağmen bu süreçlerde aktif olarak yer alamamaktadır. Örneğin, 4857 sayılı Kanun çerçevesinde işçi ve işveren haklarını bilen, aylık muhtasar beyanname ve sgk bildirgelerini hazırlayan meslek mensupları, arabuluculuk süreçlerinden uzak tutulmaktadır.

 

Bu durumun düzeltilmesi için, işçi-işveren uyuşmazlıklarında arabuluculuk görevleri, mali boyutların yönetiminde bilgi ve deneyime sahip olan mali müşavirlere verilmelidir.

8. Tahsilat Sorunları

Meslek mensupları verdikleri hizmetler karşılığında tahsilat yaparken ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Örneğin, altı aydır ödeme alamayan bir meslek mensubu hem ofis giderlerini karşılamakta zorlanmakta hem de dava süreçlerinde zaman kaybı yaşamaktadır.

Bu sorunun çözümü için:

        •       Tahsil edilemeyen alacaklar için meslek mensuplarına özel hukuki koruma sağlanmalıdır.

        •       Tahsilat sorunlarına yönelik arabuluculuk mekanizmaları, meslek odalarının katkılarıyla güçlendirilmelidir.

 

9. TÜRMOB Yönetim Kurulu Düzenlemesi

Son olarak, 3568 sayılı yasa çerçevesinde TÜRMOB Yönetim Kurulu’nun yapısına değinmek istiyorum.

Şu anki durumda, 127.770 Serbest Muhasebeci Mali Müşavir yalnızca 4 üye ile temsil edilirken, 5.150 Yeminli Mali Müşavir 5 üye ile temsil edilmektedir.

Temsilde adaletin sağlanması için bu uygulamada bir düzenleme yapılarak, Yönetim Kurulu’nda daha eşit bir temsilmodelinin uygulanması ve Mali Müşavirlerin yalnızca kendi meslektaşları tarafından temsil edilmesi, sektör temsilcilerinin talebidir.

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri

Bunun yanı sıra, Milliyetçi Hareket Partisi olarak sık sık dile getirdiğimiz ve çalışmalarımızı sürdürdüğümüz “Staj ve Çıraklık Sürelerinin Emekliliğe Dahil Edilmesi” ile ilgili talebimiz bulunmaktadır.

Staj ve çıraklık sürelerinin emeklilik hesaplamalarına dahil edilmesi, gençlerimizin geleceği açısından büyük önem taşımaktadır.

Gençlerimiz, staj ve çıraklık dönemlerinde fiilen çalışmakta ancak bu süreler emeklilik hesaplamasına dahil edilmediği için hak kaybı yaşamaktadır.

Staj ve çıraklık sürelerinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi, sosyal adaletin tesisi açısından oldukça önemsediğimiz bir husustur. Bu konuda, imkanlar dahilinde gerekli çalışmaların yapılması beklentimizdir.

Kamu Bankası Çalışanlarımızın da bir talepleri mevcut onu da buradan dile getirmek istiyorum.

Kamu bankası çalışanlarının yeşil pasaport hakkı, 2001 yılında yapılan düzenlemelerle kaldırılmıştır. Ancak kamu bankaları özelleştirilmediği halde bu hak, banka memurlarımıza geri verilmemiştir. Hali hazırda devlet memuru olan kardeşlerimize, gerekli düzenlemeler yapılarak, yeşil pasaport haklarının verilmesini talep ediyoruz.

Emektar çiftçilerimizin bizlerden birkaç makul talebi bulunmaktadır.

  • Tarım Bakanlığımız, 2023 yılı içerisinde çiftçilerimize sulama desteği sağlamış ve bu destek, üreticilerimize önemli bir katkı sunmuştur. Ancak bu destek, 2024 yılında verilmemiştir.

Çiftçilerimiz, üretim maliyetlerini azaltmak ve sürdürülebilir tarımı desteklemek adına, 2025 yılı için sulama desteğinin yeniden sağlanmasını talep etmektedir. Bu desteğin, tarımsal verimliliği artıracağına ve çiftçilerimizin emeğinin karşılığını daha rahat almasına katkı sağlayacağına inanıyorum.

  • Patates üreticilerimiz, üretim maliyetlerinin 8 TL olduğunu ifade etmekte ve bu nedenle satış fiyatının en az 10 TL olarak belirlenmesini talep etmektedir. Patatesin satış fiyatının hem üreticiyi hem de tüketiciyi mağdur etmeyecek şekilde düzenlenmesi büyük önem arz etmektedir. Üreticilerimizin emeğinin karşılığını alabilmesi, aynı zamanda tüketicinin de uygun fiyatlarla ürünlere erişebilmesi bizlerin temel hedefidir.
  • Bunun yanı sıra, Çin’den ithal edilen çerezlik ay çekirdeği konusuna dikkat çekmek istiyorum. Üreticilerimiz, bu ithalatın durdurulmasını veya gümrük vergilerinin artırılmasını talep etmektedir. Aksi halde, yerli üreticilerimiz kendi ürünlerini satmakta ciddi zorluklar yaşamaktadır.

Çerezlik kabak çekirdeğinin anavatanı olan Tomarza ilçemiz ve dolayısıyla Kayserimiz açısından bu konu ayrı bir öneme sahiptir. Kayseri’nin bir milletvekili olarak, yerli üreticilerimizi korumak ve ürünlerimizin kalitesini ön plana çıkarmak bizlerin asli görevlerinden biridir. Üstelik yerli ürünlerimiz, kalite bakımından ithal ürünlere kıyasla çok daha üstün bir seviyededir.

Son olarak;

Bilhassa terörle mücadelede yaralanıp da gazi sayılmayan kardeşlerimizin hakkının verilmesi, onlara gazilik unvanının verilmesi, şeref aylığının bağlanması hususunda görüşlerimizi sunuyor, bu duygu ve düşüncelerle, Genel Kurulu bir kez daha saygıyla selamlıyor; 2025 yılı bütçemizin hayırlara vesile olmasını cenab-ı Allah’tan diliyorum."

Diğer Haberler