Hacı Osman YILDIZ

NAFAKA DAVALARI

Öncelikle sevgili okurlarımız başlıkta "nafaka" kelimesini görünce hepinizin aklına gelen süreli nafaka ile alakalı olarak bir gelişme olup olmadığını sorusu geldiğine eminim. Ancak yazımızın sonuna kadar okuduktan sonra bir gelişme olmadığını ve halen yoksulluk nafakasının belirli şartlarda süresiz olarak devam ettiğini belirtmekte fayda görüyorum. Yeni hukuk alanında yapılacak olan reform ile de bu durumun yeniden düzenlenebileceği görüş ve kanaatindeyim.

Yazımızın asıl amacı nafakayı anlamak ve bağlanan nafakanın artırım veya azaltılması/kaldırılması davaları hakkında bilgi vermektir.

Nafaka; kanun tarafından belirtilen kişilerin yaşamlarına devam edebilmeleri ve en azından asgari ihtiyaçlarını temin edebilmeleri için miktarı ve koşulları hakim tarafından belirlenen parasal katkıya denir.

Dava aşamasında tedbir nafakası adıyla başlayan bu süreç dava yoksulluk nafakası adı altında devam eder.

Bir diğer husus çocuklar için olan iştirak nafakasıdır. İştirak nafakası, velayeti kendisine verilmeyen eş tarafından ödenmek üzere, ergin olmayan çocuk lehine herhangi bir talep olmaksızın da hakim tarafından hükmedilebilen nafaka türüdür.

Yoksulluk nafakası kendisine bağlanan eşin kendi geçimini idame ettirecek bir işe girmesi yada evlenmesi ile son bulurken iştirak nafakası kural olarak çocuğun 18 yaşını doldurması, evlenmesi ya da Türk Medeni Kanunu’un 12. Maddesi’ne göre mahkeme kararı ile ergin kılınması sureti ile son bulur. Ancak bu süre çocuğun eğitiminin devam ettiği süre boyunca devam edecektir.

Nafaka bağlanması talep edilirken normal şartlarda kural olarak her yıl TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artırılması talep edilmişse bu oran üzerinden artırım yapılacaktır. Ancak taraflar, maddi durumlarının değişmesi halinde, irat şeklinde bağlanan nafakanın kaldırılmasını, artırılmasını veya azaltılmasını mahkemeden talep edebilirler. Bu durum ise karşı tarafın maddi durumları ve nafaka sorumlusunun maddi durumu ile alakalı olacaktır.

Somut bir örnek verecek olursak, bir kişinin almış olduğu ücretin değişmesi ya da işinden ayrılması neticesinde kendi hayatını idame ettirebileceği maddi kazanımı elde edemiyorsa nafakanın azaltılması yada kaldırılmasını mahkemeden talep edebilecektir.

Bu husus toplum nafakanın sürekli artırılacağı algısının değiştirilmesi bakımından önemlidir. Nafaka yalnızca artırılmayacak maddi hususların değişmesi halinde Türk Medeni Kanunu uyarınca azaltılabilecek ya da kaldırılabilecek bir husustur.

Yeni yargı reformu ile de bir çok kişinin mağdur olduğu ve ihtiyaç haline gelen düzenlemenin gelmesi beklenmekte olup, değişim halinde sizleri yeni düzenlemelerle de bilgilendirmeye devam edeceğiz.

Diğer Makaleler