ÖSYM eski başkan yardımcısı, soru kitapçıklarının imhasına ilişkin suçlamaları kabul etmedi

• 09 Temmuz 2020
• Gündem

Eski ÖSYM Başkan Yardımcısı Ömer Pekşen'in, FETÖ soruşturması kapsamında, "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "ÖSYM Başkanlığının teşkilat ve görevleri hakkındaki kanuna muhalefet" suçlarından yargılandığı davanın duruşması görüldü.

Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuksuz sanık Pekşen, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı ile katıldı. 

2013 yılında yapılan askeri lise sınavları soruşturması kapsamında yargılanan sanık Pekşen, o dönemde sınav kitapçıklarının süresi dolmadan imhasına ilişkin, "Kitapçıkların imhasından Sınav Hizmetleri Daire Başkanlığı sorumluydu. Bana bağlı değildi. Kitapların imhasına 2013 yılında yapılan yönetim kurulu toplantısında karar verildi. O toplantıda ben yoktum. ÖSYM Başkanı olmadığı için o dönem bir süre vekaleten başkanlık yaptım. Ancak sınav kitapçıklarının imhasına ilişkin bir imzam olmadı." şeklinde savunma yaptı.

Müşteki Ö.K'nin, o dönemde kuruma geldiğini anlatan Pekşen, şunları kaydetti:

"Ben görüştüm. Bu kişi, örgütte abi olarak görev yaptığını, çocuklara yardımcı olduğunu, kendilerine ÖSYM kitapçıklarının geldiğini, bunları bazı çocuklara dağıttıklarını anlattı. Çok dikkatle dinledik, hala kaçak var mı diye. Belge istedik, vermedi. Kimliğini göstermedi. Bize güvenmediğini söyledi. Biz de savcılığa başvurmasını istedik. Onlara da güvenmediğini belirterek, basın mensuplarına vereceğini söyledi."

Mahkeme heyeti, sanık Pekşen'in HTS kayıtlarının beklenmesine karar vererek, duruşmayı 5 Kasım'a erteledi. 

Kayseri'de, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında haklarında dava açılan, aralarında eski ÖSYM Başkanı Ali Demir ve Pekşen'in de bulunduğu 5 sanıktan 3'ü, yargılandıkları 2. Ağır Ceza Mahkemesinde 1 yıl 10 ay 15 gün ile 10 yıl 6 ay arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmıştı. Demir ve Pekşen'in dosyaları ise tefrik edilmişti.

Haklarında "Görevi kötüye kullanma" suçundan da dava açılan sanıklardan Demir'in dosyası, aynı örgüt kapsamında Ankara'da görülen başka bir dava ile birleştirilmişti.