Ak Partili Böhürler TBMM'de konuştu

 Demokratik toplumlarda kişilik hakkı anayasalar ve kanunlar tarafından güvenceye alınmıştır. Bu bağlamda, hukuk açısından en değerli varlık kişi olarak görülmektedir. Oluşturulan hukuk mekanizmalarıyla kişiliğin haksız saldırılara karşı korunması amaçlanmıştır. Kişilik haklarının korunması Anayasa tarafından teminat altına alınmış bir hak olmakla birlikte, basın hürriyeti de yine Anayasa tarafından teminat altına alınmış bir hak olarak karşımıza çıkmaktadır. Basın özgürlüğünü korumak, suç teşkil eden eylemlerde bulunanları hukukun dışında bırakmak anlamına gelmez.

Bu önerge, gazeteciliği bir siyasi silah olarak kullanan, kişisel haklar ve onurun istismar edilmesine sebep olan apaçık bir Anayasa maddesi ihlalini görmezden gelmektedir. Söylemek isterim ki anayasal haklar siyasi menfaatler uğruna birbiriyle çarpıştırılamaz. Suç söz konusu olduğunda hukuk önünde herkes eşittir. Suç teşkil eden bir eylemi gerçekleştirdiğinde gazeteci kimliği bir imtiyaz kalkanı olarak kullanılamaz. İzinsiz ses kaydı almak, başkasına vermek ve yaymak gazetecilik faaliyeti değildir. Sizinle telefon konuşması yapan bir bilirkişinin izinsiz ve habersiz olarak ses kaydını almak ve başkasıyla paylaşmak gazetecilik faaliyeti sayılmaz. Konunun yargıya taşınmasına sebep olan üç ayrı suç iddiası kaydetme, başkasına verme ve yaymadır. Bir kişi kendisini sadece sizinle konuşuyor zannederken sizin menfaatleriniz doğrultusunda bu görüşmenin kaydedildiğini bilmemektedir. Eğer bir gazeteci açıkça suç teşkil eden bir eylem gerçekleştiriyorsa ve bu konuda da diğer gazeteci meslektaşları tarafından uyarıldığı hâlde bu kaydı medyaya servis ediyorsa bu konuda yargıya muhatap olmuştur. Önergede iddia edildiği gibi ortada ne bir sansür ne de düşünceyi açıklamakla ilgili bir sorun yoktur. Anayasa’nın 20'nci maddesine aykırı hareket edilmiştir; bu maddenin üçüncü fıkrasındaki kişisel verilerin ancak bireyin rızası ya da kanunda öngörülen hâllerde kamuoyuyla paylaşılacağı maddesi ihlal edilmiştir. Bu maddeyle birlikte Türk Ceza Kanunu'nun 277'nci maddesi ihlal edilmiş, aynı zamanda bilirkişiyi etkileme teşebbüsü de gerçekleşmiştir. Yine, Türk Ceza Kanunu'nun 136'ncı maddesi de kişisel verileri hukuka aykırı olarak bir başkasına vermeyi suç saymıştır. Gazeteciliğin bir paravan olarak kullanılması en çok gazetecilik mesleğine karşı zarar verir. Basın özgürlüğünü savunurken hukukun üstünlüğüne gölge düşürecek her türlü çarpıtmanın karşısındayız. Geçmişte iktidara yön veren, iktidardan adam alıp sonra iktidarı hizaya çeken medya alışkanlığı günümüzde yargı organını etkilemeye dönüşmektedir. Geçmişte buna nasıl karşıysak bugün de buna karşıyız. Kimse kimseye parmak sallayamaz. Medya, siyaseti, yargıyı ve kurumları hizaya çekmenin aracı değildir.

Diğer Haberler